Diyarbakir'da film gibi dolandiricilik

Diyarbakir'da film gibi dolandiricilik

Diyarbakir'da bir firmada soförlük yaparak geçimini saglayan ve bir süredir torunu ile yasayan Zeki Bayancuk'u 2 gün önce saat 10.40 siralarinda arayarak kendini polis olarak tanitan dolandiricilar, sözde firari FETÖ'cü ‘Ali Vural' adina kendisine sahte kimlik çikarildigini ve arandigini belirterek, bilgilerinin ve ziynet esyalarinin tehlikede oldugunu söyledi. “Ali Vural adinda bir FETÖ'cü açiga alindi. Dedenin üzerine o isimle sahte kimlik çikarilmis” diyerek torun Melisa Seremet'i oyalayan dolandirici, Bayancuk'tan evdeki altinlari alip tenha bir yere birakmasini istedi. Dede ve torununa birbirinin durumundan haberlerinin oldugunu belirten dolandiricilar, Bayancuk'a kredi kartindan para çektirip hesap numaralarina attirdilar. Zeki Bayancuk ve torunu dolandiricilara toplam 650 bin liralik ziynet esyasi ile 78 bin TL'yi kaptirdi.Ihlas Haber Ajansi (IHA) muhabirine dolandiricilik olayini anlatan Melisa Seremet, “2 gün önce sabah saat 10.40 siralarinda dedem taziyeden geldi, ben ise evi temizliyordum. Dedem yatak odasindan merdiveni getirip basamaklara basarak altinlari sakladigi yere çikti. Dedeme ‘Ne yapiyorsun?' diye sordum. Dönüp bana ‘Ben altinlarin biraktigim yerde olup olmadigina bakiyorum' dedi. Ben de diger odada otururken dedem ‘Su köseyi de sil' dedi. Sildikten sonra dedem bana ‘Il disindan arkadasim geldi, onu görmeye gidecegim' dedi. Bu sirada dolandiricilar dedemle telefonla hatta. Dedemin telefonu cebinde açik bir sekilde dolandiricilar yönlendiriyor. Dedem de o sirada 8 tane 50 gramlik altini ve bin 200 euroyu alip, Diyarbakir Stadyumu'nun ilerisinde tabelanin altina koymalarini istiyor. Dedem araciyla ziynet esyalarini biraktiktan sonra dikiz aynasindan üç araci görüyor ve dedem o an dolandirildigini anliyor. Dolandiricilar hattayken dedeme ilerleyip ekip olarak yaninda oldugunu söylüyor, dedem de buna inanip ilerliyor. Daha sonra dedeme kredi kartindan para çekmelerini isteyip, Sur ilçesinde herhangi bir kuyumcuya gitmesini istiyor. Dedem orada kuyumcunun hesabindan parayi küçük bir A4 kagidindaki Murat Can Akarsu adina kayitli IBAN numarasina gönderiyor. Bu yaziyi bizzat gördüm” dedi.Dede ve torunla ayri irtibata geçip, sözde ifade aldilar Hem dedesi hem kendisiyle dolandiricilarin irtibata geçtigini söyleyen Seremet, “Dedem evden çiktiktan sonra arkadasimla telefonla konusuyordum. O esnada telefonum çalindi, hemen açtim. Kimsiniz diye soru ilettim. Kendilerinin Diyarbakir Il Emniyet Müdürlügü'nden aradiklarini belirtti. Kendileri bana Ali Vural adinda bir FETÖ'cünün açiga alindigini belirterek, dedemin üzerine o isimle sahte kimligin çikarildigini ifade ettiler. Bunlar 16 kisiyi yakaladiklarini söyleyerek, ortaya çikan kimliklerden birinin de dedemin üzerine kayitli oldugunu belirttiler. Dedemin yanlarindan oldugunu, karakolda ifade verdigini söyledi. Ben de o an korkup aglamaya basladim. Kendilerine bunun olabilecegini tahmin edemiyorum diye söylemlerde bulundum. Daha sonra dolandiricilar beni dedemle konferans seklinde konusturdular. Dedemi ‘Nasilsin' diye sorduktan sonra ‘Iyiyim' yanitini alip telefon hemen yüzüme kapatildi. Aradan 5 dakika geçtikten sonra beni tekrar arayip 16.00'a kadar telefonumun açik kalmasini istediler. Bana ara ara telefon açacaklarini söylediler. Ben de sebebinin ne oldugunu söyleyince, sabah polis ekibini getireceklerini ve dedemin polis ekiplerinin kapiya gitmelerini istemedigini söyledi. Bana ‘Biz de bu sekilde senin ifadeni aliyoruz' dedi” diye konustu. Dolandiricilar iz birakmamak için söylemleriyle torunu yönlendirdi Dedesinin dolandiricilarin altinlari, eurolari ve Türk lirasini aldiktan sonra dolandirildigini anladigini belirten Seremet, sunlari kaydetti: “Aradan 5-10 dakika geçtikten sonra bana ailemin hayatini, hepsini özetle dogru bir sekilde anlattilar. Ben de hepsinin dogru oldugunu söyledim. Daha sonra kapatip hattan düstüler, tekrar aradilar. Aradan yarim saat geçtikten sonra evimizde ziynet esyasinin olup olmadigini sordular. Ben de evde herhangi bir seyin olmadigini söyledim. 10 dakika evi aramami söylediler. Ben de aramaya basladim bulamadim. Daha sonra dolandiricilar beni yönlendirerek ‘Polisler site güvenligimizle birlikte geldi, evi aradi. Evde hiçbir sikinti yok, ben iyiyim' dememi istediler. Ben de bunu bizzat söyledim. 5 dakika sonra tekrar arayip, ‘Güvenlikçi su an polislerle birlikte çay içiyor, ben de evdeyim, hiçbir sikinti yok. Haberin olsun baba' diye dememi istediler, ben de söyledim. Daha sonra bana güvenlikçimize 500 bin lira teminat biraktiklarini söylediler. Kendilerine gidip alayim mi diye soru ilettigimde, ‘Sakin, hiçbir yere ayrilma' diye kizdilar. Bunlar bana dedemden aldiklari 8 tane altinin fotografini atmaya basladi. Altinlarin hemen kösesine de polis telsizini koymuslar. Daha sonra mesaji ‘Herkesten sil' yaparak mesaji geri çekti. Biraz geçtikten sonra tekrar telefonu dedeme verecegini söyleyip, dedeme altinlarin elime geçtigini ve teslim aldigimi söylememi istediler. Daha sonra tekrar hattan düstüler ve daha artik geri dönmediler. Dedem geldikten sonra bana altinlardan haberimin olup olmadigini söyledi. Ben de haberimin olmadigini belirttim. Kendileri dedeme altinlari güvenlige birakacaklarini söylemisler. Dedem o an tam anliyor dolandirildigini.”“Kizimin çocuklari için biriktirdigi ziynet esyalariydi” Dolandiricilarin biran önce yakalanmasini isteyen Zeki Bayancuk ise, “Dolandirildigim altinlar, kizimin çocuklari için biriktirdigi ziynet esyalariydi. Kizim o altinlari bana emanet olarak vermisti. Dolandiricilar da o emanetleri beni kandirarak aldi. Bize kendilerini emniyet mensubu olarak tanittiklari için ben de gerçek sandim. Insallah emniyet güçleri bu dolandiricilari bir an evvel bulur” dedi.

IHA